Forum Jest | Eğlence,Gırgır,Şamata
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Forum Jest | Eğlence,Gırgır,ŞamataHoş geldin, .
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız: 0

 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 ''Schuster diyorsa doğrudur''

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
WolfScream
Yeni Üye

WolfScream


<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 84 <b>Konu Sayısı</b> Konu Sayısı : 146 <b>Rep Puanı</b> Rep Puanı : 0
<b>Doğum tarihi</b> Doğum tarihi : 15/08/96 <b>Nerden</b> Nerden : İstanbul
<b>İş/Hobiler</b> İş/Hobiler : Photoshop :) ''Schuster diyorsa doğrudur'' Untit153
''Schuster diyorsa doğrudur'' Empty
MesajKonu: ''Schuster diyorsa doğrudur''   ''Schuster diyorsa doğrudur'' Icon_minitimePerş. Ara. 02, 2010 5:42 pm

GÖKHAN KARATAŞ -

AJANSSPOR.COM'un bugünkü konuğu Levent Bıçakçı. Maslak'taki ofisinde biraraya geldiğimiz Bıçakçı, Futbol Federasyonu Başkanlığı döneminde yaşananlar ve seçime giden süreci anlattı. Bıçakçı'ya Türkiye'deki yönetici profili, Milli Takım'ın durumu, UEFA Tahkim Kurulun'daki 200'e yakın dosya, yetkisiz menajerlik, Türk futbolundaki gerileme ve daha birçok konuda görüşlerini sorduk, içtenlikle yanıtladı.

İşte Levent Bıçakçı röportajı...

NEDEN SEÇİME GİTTİ?

İsviçre maçı sonrası yaşanan olaylardan sonra seçim kararı aldınız. Oysa bir gün önce katıldığınız bir televizyon programında "seçim gündemizimde yok" demiştiniz. Bir günde ne değişti?
Türkiye'de bir saat içinde bile çok şey değişebiliyor. Beni sıkan ve sıkıştıran olaylar oldu ki, seçim kararı aldım.

Görev yaptığınız 15 ay boyunca şike ve şaibe iddiaları ile karşı karşıya kaldınız. Mesela Gökdeniz Karadeniz olayı çok konuşuldu. Bu gibi konuların üzerinde fazla durmadığınız, hatta kapatmaya çalıştığınız yazıldı. Olayların büyümesinden ve Türk futbolunun kaosa sürükleneceğinden mi çekindiniz?
Tam tersine bütün olayların üzerinde durduk. Yasal imkan çerçecesinde her türlü soruşturmayı yaptık. Hiçbir olayı örtbas etmedik.

Havuz pastasını, futbol sahasında elde edilecek başarıya endekslediniz. Bu sezon ligin zirvesinde Anadolu takımları var. Bursaspor, ilk defa şampiyon oldu. Sivasspor ilk kez Şampiyonlar Ligi için eleme oynadı. Bu değişimi, yeni havuz sistemine mi bağlamalıyız?
Benim dönemimde yapılan çalışmalar, bugün de meyvelerini gösteriyor. Bu çalışmalardan birisi de havuz gelirlerinin adil dağılışı. Ancak bizin kurduğumuz havuz sisteminin dahi bugün yeniden güncellenmesi gerektiğine inanıyorum. Daha adil bir sistem getirilebilir. Zaten bu şekilde giderse, yani üç büyükler aşağılarda kalırsa, daha adil bir dağılımın gerekliliği de ortaya çıkacak.

"HAKEM HATALARINA SARILIYORLAR"

"Anelka'nın eli", "Ersun Yanal, Hakan Şükür'ü neden oynatmıyor?" gibi konular sıkça gündeme geldi. Bunların sizi yıpratmak için bilinçli olarak sıcak tutulduğunu düşünüyor musunuz?
Böyle olduğunu sanmıyorum. Ancak Türk medyası, çok yüzeysel şeylerle uğraşıyor maalesef. Olayların derinine inmiyor.

MHK'nın Mersin'de düzenlediği 2004 yılı değerlendirme toplantısında ilginç bir olay yaşandı. Hakem Mutlu Çelik, MHK üyeleri ve 104 hakemin önünde istifa dilekçesini MHK Başkanı Sabri Çelik’e verdi ve "Bugüne kadar hep masal anlattınız, bundan sonra da anlatmaya devam edin" dedi. Bu tepkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hakemlik bizim en temel konularımızdan birisiydi. Çok doğru işler yaptığımıza inanıyorum. Bazı hakemlere hiç görev vermedik. O gün atılan tohumlar bugün semeresini gösteriyor. Hakemliğin eğitimi en önemli unsur. Bu konuda çok çalışmamız gerektiğine inanıyorum. kaldı ki dünyadaki bütün maçlarda hakem hataları oluyor. Ancak bu kadar tartışma konusu yapılmıyor. Yöneticilerimiz, kendi başarısızlıklarını örtmek için hakem hatalarını gündeme getiriyorlar.

Başkanlığı bıraktıktan sonra bir röportajınızda "Nasıl Türkiye padişahlık rejimine dönemezse, Futbol Federasyonu'na da ortaçağ zihniyeti bundan böyle egemen olamaz" dediniz. Egemen oldu mu? Böyle bir belirti var mı?
Var.

"SİYASET, SPORU YÖNETİYOR"

Siyaset-spor ilişkisi ile ilgili ne dersiniz?
Siyaset ile spor ayrıldığı noktada spor gelişir. Türk futbolunun en büyük rahatsızlığı belediyelerin mecburi olarak spora girmiş olmalarıdır. Kulüplerimiz, kulüp olarak yönetilseler ve taraftarları ile bütünleşseler, hiçbir belediye takımı olmaz. En önemli nokta bu. Siyaset, sporun içinde ve sporu yönetiyor. Belediyespor diye birşey dünyada başka yerde yok. İsviçre maçı sonrasındaki olaylar, dünya futbol kamuoyunda Türkiye'nin imajını ve gücünü zayıflattı. Sizce sorumlu veya sorumlular kimdi?
Sadece yenilgiyle bağdaştırmaz doğru değil. Hepimiz sorumluyuz, sen de, ben de. Seyirciler, yöneticiler ve federasyon başkanı olarak ben. Herkesin kendine pay çıkartması gerekir.

"MAAŞLAR DİLE DÜŞÜRÜLDÜ"

Milli Takım'a gelen teknik direkörlerle ilgili son yıllarda bir maaş tartışmasıdır gidiyor. Fatih Terim'den sonra Hiddink'in maaşı da gündemde. Hatta Hiddink'in sözleşmeye gizlilik maddesi koydurduğu iddiaları var. Federasyonun bunu kabul etmesi de eleştiriliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Futbol Federasyonu çatısı altındaki hiçbir şeyin gizli olmaması gerekir. Dolayısıyla teknik direktörün de maaşı açıklanmalı. Ama kamuoyu tarafından maaşların bu şekilde dile düşürülmesini de bulmuyorum.

Sezon başında 6+2 olan yabancı kontenjanı 6+2+2 olarak değişti. Doğru buluyor musunuz?
Bence yanlış. Çünkü bunlar, o günkü uygulamaya yönelik pratik çözümler. Mutlaka bir standardın sürekli hale getirilmesi gerekiyor. Birçok Avrupa ülkesi yaptı. Türkiye'nin de gündeminden artık kaldırılması gerektiğine inanıyorum.

Sizin döneminizde yabancı futbolcuların Türk vatandaşı olmasının önü açıldı. Aurelio, yıllardır Milli Takım forması giyiyor. Ancak bu durumu sert eleştiriler getirenler de oldu. Sizin görüşünüz nedir?</B>
Eleştirinin sonu yok. Fransa Milli Takımı'nın tamamen siyahi oyunculardan oluştuğunu görüyoruz. Vatandaşlık elde ettikten sonra herkes, her yerde oynayabilir. Bu Milli Takmım'ın yararına.

"FUTBOLU YOK EDER"

Türk futbolcu, son olarak yetkisiz menajerlikle sarsıldı. Bu yüzden birçok futbolcu ve teknik adam ceza aldı. Aktif bir futbolcu veya teknik adamın, ismi menajerlik işine karıştıktan sonra tekrar futbolun içinde yer alması doğru mu?
Değil tabi. Ceza verilmesini de doğru. Tamamen hukuk etiğine ve spor etiğine aykırı davranışlar. UEFA'da biz, bu tür olayları yakadığımız zaman çok daha etkili cezalara çarptırıyoruz.

Yani cezaları az mı buldunuz?
Bence ismi karışanlara az ceza verildi. Bunun mutlaka önlenmesi lazım. Bu, futbolu yok eder. TFF'nin ve kulüplerimizin dışında buna gereken önlemin alınması lazım. İlk olarak kulüpler, bünyelerinden uzaklaştırmalı. Hep başkasının ceza vermesi bekleniyor. Asıl zararı gören zaten kulüpler.

Peki ne yapılmalı?
O, kulübünü de lekeliyor. İlk olarak kulübün futbolcularıyla bu eylemi yapıyor. Sözleşmeleri feshedilmeli. Olaya '4 maç veya 8 maç ceza alacak bir eylem yaptın' diye bakılmamalı.

Futboldaki bahis ve çete manüpilasyonlarında TFF'nin topu taca attığını söylemiştiniz. Peki mevcut talimatlar, TFF'nin ağır cezalar verebilmesine imkan tanıyor mu?
Eğer daha fazla ceza vermek istiyorsanız talimatlarınızı ona göre değiştirebilirsiniz. Bildiğim kadarıyla TFF de, bir takım olayları Disiplin Kurulu'na sevk etti. Onlara ilişkin cezaları oluşturuyor.

Türkiye'de artık futbol daha mı temiz?
Bir kurul, bu tip konuların üzerine ne kadar çok gittiğini ortaya koyarsa, iddialar da giderek azalıyor. Yani savcılığın bahis olayına el atmasının çok etkili olduğuna inanıyorum.

"200'E YAKIN İTHİLAF DOSYASI VAR"

1989'dan beri UEFA Tahkim Kurulu'nda görev yapıyorsunuz. Tahkim Kurulu Onursal Üyesi ve FIBA Dünya ve Avrupa Hukuk Kurulu Üyesisiniz. Ekim 2009'da yaptığınız bir açıklamada, FIFA'da en çok dosyası olan ülkenin Türkiye olduğunu söylediniz. Aynı durum hala geçerli mi?
Evet, aynı tablo devam ediyor. Bunun nedeni kulüplerimizin kurumsal hale gelmemiş olmasıdır. Kulüpler profesyonel yöneticiler tarafından yönetilse, bu sorunlar ortaya çıkmaz. Gerek antrenör, gerek futbolcuya hemen imza attırmak için hiçbir ön çalışma yapılmıyor. Daha sonra bu sözleşmeler, hep onların aleyhine oluyor. Gününde paraları ödemiyorlar ve ithilaflar ortaya çıkıyor. Şuanda FIFA'da 200'e yakın ithilaf dosyası var.

Tahkim'de bir dosya görüşülürken, "Yine mi Türkiye?" gibi bir yaklaşım oluyor mu?
Artık çok normal karşılanıyor. Onlar da alıştı.

Bu konuda öneriniz nedir?
Bu yıl Kadir Has Üniversitesi'nde sertifika programımız başladı. Son derece ilgi gördü. 200'e yakın öğrenci imtihana girdi. 60 kişiyi öğrenci olarak alacağız. Başarılı bir eğitim veriyoruz. Hem staj imkanı hem de iş imkanları buluyorlar. Kulüplerde de bu eğitimi alan kişilerin olması şart. O nedenle hukukçulara sadece hukuk değil spor yönetimi dersi de veriyoruz. Yöneticilere de spor hukukuyla ilgili temel bilgiler verilmeli.

Avrupa'da olmamasının tek nedeni kurumsallaşan kulüpler ve profesyonel yöneticiler mi?
Evet. Kendi isteklerine göre sözleşme yapıyorlar ve ödemeleri zamanında yapıyorlar. Memnun olmazlarsa ise futbolcuyu karşısına alıp sözleşmeyi feshediyorlar.

"KULÜPLER İLGİSİZ"

Avrupa kupalarına 5 takımla başladık, ama sadece Beşiktaş'ın iddiası devam ediyor. Son yıllarda Avrupa'da ciddi bir başarısızlık söz konusu. Sizce nedeni nedir?
Kulüplerin kurumsallaşmamış olması. Mesela Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği olarak futbol kulüplerin kurumsallaşmasıyla ilgili yönetim rehberi hazırladık. Bunu 8 arkadaş birlikte yaptık. Gayet iyi duyurduk. Ancak hiçbir kulüp, bugüne kadar ilgi göstermedi. 21 Aralık'ta bunu İzmir kulüpleriyle de paylaşacağız.

"HIDDINK BAŞARILI OLACAK"

A Milli Takım beklenen seviyede değil. Avrupa şampiyonası Finalleri zora girdi. 2010 Dünya Kupası'nda da yoktuk. Sizce durum vahim mi, yoksa karamsarlığa düşmemek mi gerekiyor?
Milli Takım, tamamen ülke futboluyla paralel. Kulüplerimizin UEFA Kupası ve Şampiyonlar Ligi'ndeki başarısına paralel olarak görmek lazım. Ülke futbolunun gidişatıyla orantılı.

Teknik direktör Guus Hiddink'in oyuncu tercihleri de tartışılıyor. Hollandalı teknik adamı başarılı buluyor musunuz?
Bu yorumu yapmak için çok erken. Hiddink'in başarılı olacağı muhakkak, ama kendisine süre verilmesi gerekli. Ben istikrardan yanayım. Kulüp veya Milli Takım olsun, hocasına güvenmeli ve ona yeterli süre vermeli. Sonuçta Terim de, Rijkaard da, Hiddink de kendini kabul ettirmiş isimler.

Son yıllarda oynanan derbi maçlarda mücadelenin ön plana çıktığını görüyoruz. Ancak goller, çalımlar, şık paslar görmek isteyen futbolsever her seferinde hayal kırıklığı yaşıyor. Türkiye'de futbolun geriye gittiğini düşünenlerden misiniz?
Geriye gittiğini değil, ama bir duruklama dönemi yaşadığımızı düşünüyorum.

"FAVORİM BEŞİKTAŞ"

Ligde 'üç büyükler', geçmiş yılların aksine zirvede yer almıyor. Trabzonspor ve Bursaspor, ilk 2'de. Kayserispor ve istanbul Belediye'nin iddiası var. Bu sezon şampiyonluğa kimi daha yakın görüyorsunuz?
Bence şampiyonluk yarışında Beşiktaş daha şanslı.

"SCHUSTER HAKLI"

Beşiktaş Teknik Direktörü Bernd Schuster, Konyaspor maçından sonra tepki çeken bir açıklama yaptı. Rakipleri '1960 model futbol' oynamakla suçladı. Alman hocaya katılıyor musunuz?
Schuster, bunu diyorsa doğrudur. Burada çalışıyorsa neden böyle birşey söylesin. Bunları Rijkaard'a, Schuster'e, Daum'a sormak lazım. Türkiye'den kovulan antrenörler, bugün Almanya ve İspanya Milli Takımı'nda teknik direktörlük yapıyor. Del Bosque, Avrupa Şampiyonu oldu. O dedi, bu dedi ile değil, biz kendi yaptıklarımıza bakalım.

"MESUT DOĞRU YAPTI"

Bir Mesut Özil'dir tutturuldu mesela...
Mesut, Almanya Milli takımı'nı seçmekle yanlış mı yaptı? Tabii ki doğru yaptı. Mesut'un yerinde olsaydım, ben de onu yapardım. Real Madrid'de de beğenilen bir futbolcu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
''Schuster diyorsa doğrudur''
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Forum Jest | Eğlence,Gırgır,Şamata :: Genel Haberler :: Spor Haberleri-
Buraya geçin: